I. Dünya Savaşı’na Anadolu’daki bazı toprakları ele geçirmek emeli ile İtilaf Devletleri grubu yanında giren İtalya, yukarıda belirtildiği gibi önemli gizli antlaşmalar yaparak savaşa girmiştir. İtalya müttefikleri gibi savaşın başından beri İtilaf grubu içerisinde yer almamış gelişen koşullar nedeni ile bu gruba savaş devam ederken katılmıştır. Bununla birlikte diğer bir İtilaf devleti olan Yunanistan da özellikle Anadolu üzerinde bir takım haklar elde edebilmek için I. Dünya Savaşı’na girmiştir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi St. Jean Maurienne gizli antlaşması ile İtalya’ya İzmir ve Antalya ile buraların çevreleri verilmiştir. Diğer taraftan harbe 1971 yılında giren Yunanistan da İzmir ve hinterlandının kendisine verilmesini şart koşmuştur ve bu hususta İngiltere’den söz de almıştır. Dolayısıyla İzmir bölgesi hem Yunansitan1a hem de diğer bir müttefik İtalya’ya peşkeş çekilmiştir. Bununla birlikte Aydın vilayetinin de hangi devlete verilmesi konusunda İtalya ile Yunanistan arasında bir menfaat çatışması çıkmıştır.1 Yunanistan’ın kuruluşundan itibaren takip edegeldiği Megale İdea’yı gerçekleştirmek yolunda atacağı her adımdan bir Akdeniz devleti olan İtalya büyük rahatsızlık duymuştur. İngiltere’nin önceleri gizli antlaşmalarla İtalya’ya verileceğini vaat ettiği İzmir ve Aydın vilayetlerini İtalya yerine Yunanistan’a vererek bu bölgedeki menfaatlerinin daha iyi korunacağını düşünmesi ve böylece İtalya’dan giderek yüz çevirmesi de İtalya ile diğer müttefiklerinin
I. Dünya Savaşı sonrası aralarının açılmasına sebep olmuştur.
I. Dünya Savaşı sonrasında savaştan yenik ayrılan ve aralarında Osmanlı Devleti’nin de bulunduğu İttifak devletleriyle savaştan galip ayrılmış olan İtilaf Devletleri ateşkes görüşmelerine başlamışlardır. Osmanlı Devleti’nin bütün İtilaf Devletleri adına İngiltere ile imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin fiilen sona erdiğini belirlemekteydi. Ateşkesin 7. maddesi ile Osmanlı Devleti parçalanmaya elverişli hale gelirken 24. madde ile Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulması amaçlandı. Bu ateşkes antlaşmasında İtalya ile doğrudan ilgili olarak 17. madde görülmektedir. Bu maddede Trablursgarp ve Bingazi’de bulunan Osmanlı zabitlerinin en yakın İtalyan muhafız kıtasına teslim olmaları gerektiği belirtilmektedir.
Mondros mütarekesinden sonra İtilaf Devletleri ateşkes antlaşmasının kendilerine tanıdığı geniş serbestlikle Anadolu’da daha önceden gizli antlaşmalarla belirledikleri yerleri işgal etmeye başlamışlardır. Fakat Anadolu’da Mondros Ateşkes Antlaşmasına ve işgalci devletlere karşı tepkiler ortaya çıkmış, halk direniş cemiyetleri kurulmuş ve bunun sonucunda Kurtuluş Savaşı’nı da içine alan Milli Mücadele Dönemi başlamıştır. Bu dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Anadolu’nun her tarafında milli bir direniş başlarken, Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas’ta kongreler tertip edilmiştir. Böylece Türk milletinin bağımsızlığını tekrar kazanması arzu edilmiştir. Nitekim yabancı işgallere karşı direnişle geçen bu dönemde Türk milleti düşmanı yurttan kovmayı başarmış ve yeni Türk devletini kurmuştur.
Tarihçi Talha GÖNÜLALAN tarafından hazırlanmış bir çalışmadır..