Tarihçi Talha GÖNÜLALAN tarafından hazırlanan "Milli Mücadele Döneminde İtalyan işgal Faaliyetleri" isimli yazıyı paylaşıyoruz.
İtalya, I. Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından kendi müttefikleriyle yaptığı gizli antlaşmalar ve Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak öncelikle yukarıda belirlediğimiz işgal metotlarını yürürlüğe koymuş ve Türkiye’nin özellikle güneybatısında işgal faaliyetlerine girişmiştir. İtalya’nın Anadolu toprakları üzerinde ısrarla durdukları yerler; Milas, Antalya, Kuşadası, Fethiye, Konya, Muğla, Burdur ve Antalya gibi yerlerdi. Bunun yanı sıra Yunanistan ile de İzmir konusunda bir menfaat çatışması yaşanıyordu ve İngiltere’nin Yunanlılara yakın olması İtalya’yı bu konuda zor durumda bırakıyordu. İtalyanlar daha I. Dünya Savaşı sırasında alacakları yerleri belirlemişlerdi.
İtalya işgal faaliyetlerine tam olarak başlamadan önce de İzmir konusunda Yunanistan ile çatışmalarına devam etti ve İzmir’i almak konusunda Yunanistan’dan hızlı davranmaya çalıştı. Nitekim 14 Aralık 1918 tarihinde İzmir Limanı’na gelen İtilaf donanması arasında bir İtalyan torpidosu da vardı. 29 Aralık tarihinde de iki İtalyan binbaşı Marmaris ve İzmir’de teftişlerde bulundu. 1919 yılının Ocak ayının yedisinde de bir İtalyan ve bir Yunan muhbiri İzmir’e geldi. Her iki gemiden de birer mümessil şehre yerleşerek kendi lehlerine propaganda faaliyetlerine başladılar.
Bu gelişmelerden sonra ilk olarak 1919 yılının başında Marmaris İtalyanlar tarafından işgal edildi. İtalyanlar bundan sonra Antalya’yı işgal edebilmek için girişimlere başladılar. Kendi belirlemiş oldukları işgal metotlarını işgallerden önce işgal edilecek yerlerde tatbik ettiler. Marmaris şehrinin işgalinden sonra Antalya şehrini işgal etmek için bir İtalyan kruvazörü Antalya limanına geldi. Burada Antalya eşrafından bazı kimseler bu kruvazöre davet edildi ve İtalyanlar bu kimselere iyi davrandıklarını göstererek halkın teveccühünü kazanmaya çalıştılar. Bununla birlikte kruvazöre davet edilmiş kimselere kendilerine iyi davranıldığına dair belgeler imzalatıldı ve bu belgelerin ahalinin İtalyan işgalini istediğini gösteren belgeler olduğunu ileri sürmek suretiyle 28 Mart 1919 günü öğleden sonra zırhlı kruvazörden üçyüzden fazla silahlı ve teçhizatlı asker Antalya’ya çıkartıldı. Ertesi sabah ise bozuk bir el yazısı ile şehrin birkaç yerinde asayişi temin maksadı ile Antalya’nın işgal edildiğini bildiren bir beyanname yayınlandı. Yapılan protestolara kıymet vermeyen İtalyanlar sonraki günlerde kuvvetlerini artırdılar. Antalya’nın resmen işgal tarihi olan 28 Mart’tan Mayıs sonuna kadar olan gelişmelere baktığımızda İtalyanların şehre bölük seviyesini geçmeyen küçük kuvvetler sevk ettiklerini görüyoruz. (tarih)
İtalyanlar Antalya’yı işgal ettikten sonra öncelikle askeri güçlerini arttırarak Antalya ve havalisine hakim olmaya başladılar. Bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için çevreye siyasi memurlar göndermeye başladılar. İşte Antalya’nın işgalinden 8-10 gün sonra da Antalya İşgal Komutanı Cano Aleksandro ile siyasi memur Marki Franti ve tercümanları da böyle bir amaç için Burdur’a keşif gezintisine çıktılar. Burdur’daki Türk makamlarınca ilgi gösterilmeyen bu ekip ertesi gün Antalya’ya geri döndü. İtalyanlar da 20 Haziran tarihinde 300 mevcutlu iki müfreze ve 21 Haziran tarihinde de bir sıhhiye heyetini Antalya’dan Burdur’a gönderdiler. İleriki günlerde de 5 otomobil, 16 yük hayvanı, 5 araba askeri levâzımat ve 200 kadar İtalyan askeri de yine aynı şekilde Burdur’a gönderildi. İtalyanlar bu kuvvetlerle karakollar tesis ederek Çubuk boğazının kuzey ve güney girişlerini tuttular. İtalyanlar bu kuvvetlerini Burdur’a sevk ederken diplomat adamlarını da Burdur’a göndermişlerdir. Bütün bu gelişmeler karşısında Burdur ve çevresinde düşmana karşı milli bir teşkilatlanma ruhu da tezahür etmekteydi. Teşkilatlanma hususunda Burdur Askerlik Şubesi Başkanı İsmail Hakkı ve 68. Alay Komutanı Vehbi Beylerin fevkalade hizmetleri olmuştur. İtalyanlar ise ileri harekatlarına devam ederken köylülere iyi muamele edip onlara alışverişlerinde fazla para veriyorlardı. Bu politikalarının da yardımıyla 27 Haziran’da Burdur’a giren İtalyan kuvvetleri şehri 28 Haziran 1919’da resmen işgal etmiş oldular. Bundan sonra İtalyanlar Antalya’dan Burdur’a devamlı kuvvet yollamaya başladılar. İtalyanlar Antalya’da olduğu gibi Burdur’da da işgallerini hukuki bir zemine dayandırmak istiyorlardı. Fakat İtalyanlar Antalya’nın işgal edildiği tarihten sonra Burdur havalisinde eşkıyalık hareketlerinin artmasına rağmen işgallerini asayişsizliğe bağlamışlardır.
İtalyanların Antalya ve Burdur’u işgal ettikleri 1919 yılının Ağustos ayında kuvvetlerini Anadolu’da giderek çoğaltmışlardı. Bir tugay karargahı, iki piyade alayı, bir süvari alayı, topçu birlikleri, iki taburlu Alpinist alayından oluşan İtalyan kuvvetleri Ağustos 1919 itibariyle genel olarak Milas, Antalya, Karaova, Burdur, Kuşadası, Küllük, Fethiye, Söke, Konya, Çine ve Muğla bölgelerinde bulunmaktaydı.
İtalyanların Antalya’yı işgalinden iki gün sonra Paris Konferansında İzmir’in Yunanlılara verilmesi kabul edilince, İtalyan delegeleri Barış konferansını terk etmişlerdi. Bu nedenle bir taburlarını Konya’ya gönderen İtalyanlar 24 Nisan’da Konya İstasyonunu işgal etmişlerdi. Burdur da yukarıda bahsedildiği gibi 28 Haziran’da işgal edilince bu iki şehrin irtibatını kesen bir vaziyet alan Isparta, İtalyanların yeni hedefi haline geldi. İtalyanlar diğer yerleri işgal ederken yaptıkları gibi Isparta’ya siyasi mümessiller göndermeye başladılar. Özellikle İtalyan komutanı General Emilton’a gösterilen tepkilerden dolayı bu tür ziyaretleri daha dikkatli gerçekleştirdiler. Bu sıralarda kurulmuş olan Isparta Müdafa-i Hukuk Cemiyeti fazla İtalyan ve Yahudi tercümanın Isparta’ya gelmesi nedeni ile bu kişileri gözetlemeye başladı. Yakalanan birçok İtalyan Isparta Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Hafız İbrahim Bey’in huzuruna getirildiler. İtalyanlara “izinsiz ve habersiz gelmeleri”nin sebebini soran Isparta Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Reisi, Isparta’ya düşmanın sokulmayacağını belirtti ve bunun üzerine oldukça korkmuş vaziyette bulunan İtalyanlar Burdur’a dönebilmek için vesika istediler ve gece yarısı bu şehre döndüler. Böylece İtalyan kuvvetleri Isparta’yı işgal edemediler.
İtalyanlar Fethiye’yi de 1919 yılında bir torpido ile gelip halkla temas kurduktan sonra resmen işgal ettiler. Yine Nisan ayından sonra Konya üzerindeki baskıları da arttı. Konya’da 22 Ocak 1919’dan itibaren 80 kişilik bir İngiliz müfrezesi bulunurken İtalyanlar yaz aylarına doğru trenler vasıtasıyla taburlarını ve diğer kuvvetlerini bu şehre sevk ettiler ve kuvvetlerini 1500 kişiye çıkardılar. Batı bölgesinde ise Marmaris’ten sonra sırasıyla Fethiye, Bodrum, Kuşadası, Selçuk, Yatağan, Çine işgal edildi. Aynı tarihlerde Akşehir İstasyonu’nu da İngilizlerden devralan İtalyanlar bu tarihlerde Üçler Komisyonu’nun Yunanistan’a İzmir’i işgal etme hakkı tanıması nedeniyle işgallerini yavaşlatmak zorunda kaldı.
Bu tarihlerden itibaren Yunanistan ve İtalyan kuvvetlerinin Batı Anadolu’da yer yer çatışmaları görüldü. Bununla birlikte çatışmaların 1919 Temmuz’undan itibaren ve Türklerin Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılarla mücadele ettiği dönemlerde İtalya’nın Yunanlılara karşı olan tepkisi de artara devam etti.