Lale Devri, her ne kadar bir barış devri olarak gözükmekte ise de bu devirde İran da hüküm süren Safevi Devleti ile girilen savaşlar buna bir istisna olarak kabul edilmektedir. Özellikle Avrupa da kaybedilen toprakların geri alınamamış olması Osmanlı Devleti’nin gözünü nazik bir durumda bulunan İran’a çevirdi. Osmanlı’nın gözünü İran’a çevirmesinin en büyük nedenlerinden birisi de Şiiliğin bu devletin resmi ideolojisi olmasından dolayıdır.
Avrupa da kaybettiği toprakları İran ile yapacağı bir savaş ile telafi etmeyi bu dönemde iyice benimseyen Osmanlı Devleti , bu nedenle Dürri Ahmet Efendi’yi de İran’ın iç durumunu öğrenmesi için bu memleket gönderdi. Bu görev için İran’a giden Dürri Ahmet Efendi , İstanbul’a geri döndüğünde İran’ın karışık durumunu ve Safevi hanedanını doğudan tehdit eden Mir Üveysoğlu Mahmud Han hakkındaki raporunu hükümete teslim etti.
Bu sırada Şirvan Han’ı Davud Han, Şiilerin ve Rusların tazyikine uğradığını belirterek Osmanlılara sığındı ve Osmanlı Devleti’nin Davud Han’ı büyük bir salahiyet ile han tayin etmesi de Rusları son derece zor bir durumda bıraktı. Hem Osmanlılar, hem de Ruslar Hazar Denizi’nin batı sahillerini ele geçirmek isteyince, iki taraf karşı karşıya geldi. Fakat Rusların erken davranıp Bakü’yü işgal etmesi sonucu savaş tehlikesi atlatıldı ve bunun üzerine Osmanlılar, Şirvan Sünnilerini himaye etmek amacı ile bu sefer de İran iç işlerine karıştılar.
Osmanlı bütün bu gelişmeler üzerine İran Safevi Devleti’ne savaş açtı ve Ruslarla gizli bir antlaşma yaparak İran bölgesini paylaştı. 1723’de başlayan Osmanlı-Safevi savaşları sırasında bir çok insan ya esir edildi ya da göçe zorlandı. Kuzey sınırlarından Rusya ile yaptığı antlaşmadan dolayı emin olan Osmanlı Devleti, kendinden emin bir şekilde İran üzerine yürüdü. 1724 de Revan’ı ele geçiren Osmanlılar 1725’te de büyük zorluklarla Gence’ yi ele geçirdiler. Bundan başka Nihavend , Naçıvan , Kirmanşah ve Hemedan gibi önemli şehirlerde ele geçirildi. Fakat Osmanlılar 1726’da yeni İran Şahı ile bir savaş yapmak zorunda kaldılar ve bu savaşı kaybettiler. Bu savaşta İran orduları yanında Afgan kuvvetleri de yer alırken savaş sonunda imzalanan antlaşma ile İran’ın nazik durumundan dolayı Osmanlı pek fazla toprak kaybına uğramadı. Fakat bu savaş padişaha ve sadrazama olan güveni sarstı.
Tarihçi Talha GÖNÜLALAN