III. Selim, amcası I. Abdülhamid’in vefatı üzerine 7 Nisan 1789’da tahta çıktı. Bu esnada 1787’de başlamış olan Osmanlı-Rus ve Avusturya savaşları sürmekteydi. Padişahın teşvik ve gayretleriyle, başlangıçta düşmandan intikam alınacağı yönünde oluşan iyimserlik, yenilgilerin sürmesiyle zamanla kötümserlik ve ümitsizliğe dönüştü.Yenilgiler zincirinin işaret ettiği en acil sorun olan ordunun Batı tarzında ıslahı,ardından da devlet ve toplum hayatının çağın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi,III. Selim devrinin en önemli hedefleri olmuştur. Devlet ve ilim adamlarından, mevcut sorunların çözümüne ilişkin istenen raporlar (ıslahat layihaları) ve bu çerçevede Nizâm-ı Cedîd (Yeni Düzen) adıyla yürürlüğe konan reformprogramı, bu devirle tam anlamıyla özdeşleşmiş iki terimdir. Ancak III. Selim’in söz konusu “Yeni Düzen”i kurabilmesi için, her şeyden önce barış ve istikrar ortamına ihtiyacı vardı. 1792 yılı itibarıyla son bulan Avusturya ve Rusya savaşları, Osmanlı Devleti için bir anlamda soluklanmak ve kötü gidişata son vermek için toparlanma fırsatı vermiştir.
III. Selim devrinde devletin; bulunduğa durumdan ötürü siyasi, askerive ekonomik dengeleri bozulmuş durumdaydı. XVII. ve XVIII. yüzyıl boyunca Avrupa devletlerine karşı alınan yenilgiler ve büyük toprak kayıpları, idari sistemdeve sosyal alanda ıslahat yapılmasını zorunlu kılmaktaydı. Padişah yapılacak yeniliklerin çerçevesini belirlemek amacıyla yerli ve yabancı devlet adamları ve fikiradamlarından bir anlamda çözüm reçeteleri olan ıslahat layihaları istedi. Çerçevesi bu şekilde belirlenen reform programının model ülkesi ise Fransa idi.Nizam-ı Cedid programının ilk adımı askeri alanda atılmış ve 1793’te Batı tarzında oluşturulan yeni talimli piyade birliklerine Nizam-ı Cedid Askeri (Muallem Bostancı tüfenkçileri) denilmifltir. Kurulan yeni ordu için Levent Çiftliği ve Selimiye’deki kışlaların inflası tamamlandıktan sonra, Tophane, Taksim ve Kasımpaşa’da teknik sınıflar için yeni kışlalar infla edildi. Öte yandan yeni askeri teşkilatlanmanın hazineye getirdiği mali yükü karşılamak üzere ırâd-ı Cedîd Hazinesi adıyla yeni bir fon oluşturuldu. Askeri mühendislik ve kurmaylık eğitimi vermek üzere Kara Harp Okulu (Mühendishane-i Berrî-i Hümayun) açıldı. Tersaneler ve baruthaneler elden geçirilerek, devrin ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale getirildiler. Batı’dan çok sayıda askeri uzman ve teknik danışman davet edilerek ordu ve donanmanın çağdaş normlara kavuşturulmasına çalışıldı.
Askeri alanda atılan bu adımları, önemli Avrupa başkentlerinde (Londra, Viyana,Berlin, Paris) daimi elçiliklerin açılması ve Batı literatüründen yapılan bilimsel edebi tercümeler takip etmiştir. III. Selim’in zihnindeki reform programının ufukları çok daha geniş olmakla birlikte, muhafazakâr refleksler ve bunları siyasiistismar aracına dönüştüren statükocu devlet adamlarının çıkar hesapları, Nizam-ıCedid programının tam anlamıyla hayata geçirilmesine fırsat vermemiştir. Söz konusu çevrelerin işbirliği ve tahrikleriyle çıkan Kabakçı Mustafa isyanı (Mayıs 1807) III. Selim’in önce tahttan indirilmesine sonra da katline yol açmıştır. Rusçuk Yârânı olarakadlandırılan reformcu devlet adamlarının firarı ve reform programının askıya alınmasıyla, bu dönem de Lale Devri gibi dramatik bir biçimde son bulmuştur.