Lale Safaları ve İhtişam yanında bu devirde görülen yenilikler.. Devlet idaresi ve Saltanat konuları..
İstanbul’da Batılılaşma sürecinin ilk adımlarının atıldığı Lale Devri’nin başlamasını bildiren ilk renkli olay 15 nisan 1719’da, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın, zamanın padişahı III. Ahmed’e Kağıthane’de verdiği ziyafet oldu. Ertesi yıl ise İbrahim Paşa’nın Beşiktaş’taki sarayında düzenlenen ikinci ilkbahar ziyafeti ile Lale Devri’nin ilk lale eğlenceleri veya lalezar seyranı gerçekleştirilmiş oldu.1
Sultan III. Ahmed’in damadı olan Damat İbrahim Paşa, özellikle Pasarofça Antlaşması’ndan sonra uyguladığı politikalarla farklı bir sadrazam olarak dikkat çekmeye başlamıştı. Özellikle padişah III . Ahmed gibi savaşı sevmeyen ve barıştan hoşlanan yapısı ile yeni bir dönemi başlatacağının haberini veriyordu. III. Ahmed de damadı ve sadrazamı gibi eğlenceye düşkün bir kişi olduğundan kendisine göz yumuyordu. Nitekim bu dönemde iktisadi ve sosyal meselelere ve yenilik hareketlerine son derece önem verilmiştir. Bu dönemde ülkeye getirilen çeşitli yeniliklerin yanı sıra sanatkarların ve edebiyatçıların korunup himaye edilmesi III. Ahmet’e ve Damat İbrahim Paşa’ya ayrı bir yer kazandırmaktır.
Bu devirde özellikle Sadrazam Damat İbrahim Paşa, yönetimdeki etkisinden dolayı bir çok icraat yapmış ve bu devre damgasını vurmuştur. İstanbul ile sınırlı kaldığı gözlenen yenilikler Damat İbrahim Paşa’nın gayretleriyle olurken onun akıllı politikası sonucu Sultan III. Ahmet, zevk ve eğlence ile meşgul olmuştur.
Damat İbrahim Paşa, Lale Devri’nin başlaması ile birlikte büyük bir imar faaliyetine girişip mektepler, kütüphaneler, köşkler, yalılar, çeşmeler ve bahçeler yaptığı gibi şehrin tanzimine de son derece önem verdi. Özellikle sık sık meydana gelen yangınlardan dolayı ahşap binalar inşa edilmemesi için özen gösterdi. Ayrıca devamlı İstanbul çarşılarını dolaşıp ekmeklerde ve diğer ürünlerde yapılan sahtekarlıkları kontrol etmeye başlayan Damat İbrahim Paşa gördüğü haksızlıklar nedeniyle bir çok İstanbul Kadısı’nı azletti.2
Damat İbrahim Paşa, geniş imar faaliyetlerinin yanı sıra İstanbul’da pek ziyade sarf olunan kahve ticaretini de düzenlemeye gayret etti. Yemen, Cidde ve Mısır yoluyla İstanbul’a gelen kahve burada dağıtılmaktaydı. Bir müddet sonra ise Mısır’dan Avrupa’ya kahve ihracatı yasaklandı. Bunun üzerine Avrupalılar Yemen’e gemiler sevk ederek kahveyi mahallinden yüksek fiyatlarla satın aldılar. Böylece Mısır’a kahve gitmesine engel oldular. İbrahim Paşa, bu durumu düzeltmek için Yemen İmamına Name-i Hümayun gönderdi. Kendisi böylece Avrupalılara kahve satılmasını engellemeye muvaffak oldu.3
Damad İbrahim Paşa, III.Ahmet’in hoşgörüsünden de yararlanarak devlet yönetiminde en önemli güç haline geldikten sonra diğer konularda da faaliyet göstermeye başladı. İbrahim Paşa’nın kendisini gösterdiği en önemli devlet reformları ise idari olandan çok ekonomik mevzulara ilgiliydi.