admin
[Tarihçi]
Site Kurucusu
Kayıt Tarihi: 15.12.2009
İleti Sayısı: 351
Konum: Sivas
Durum: Forumda Değil
E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder
|
Konu Tarihi: 06.04.2011- 16:08
Osmanlılarda 1718 - 1730 arasında yaşanan Lale Devrinin Kültürel ve Ekonomik durumu ile ilgili olarak Tarihçi Talha Gönülalan'ın çalışmasından bir bölümünü yayınlıyoruz. Sizler de konuyla ilgili farklı sorularınız olması durumunda konu altından sorabilirsiniz.
Çoğu tarihçi tarafından bir zevk ve eğlence devri olarak görülen Lale Devri bunun yanı sıra bazı alanlarda gelişmelerin ve yeniliklerin olduğu savaşların yapılmadığı bir barış devri olarak da karşımıza çıkmaktadır. Yani sadece eğlenceleriyle dile getirilemeyecek kadar kapsamlı bir devir olan Lale Devri, zevk ve eğlencenin de çok yoğun olarak yaşandığı bir devirdir. Bunun yanı sıra Lale Devri’nin Osmanlı Devleti’ne yapmış olduğu en büyük katkı belki de matbaanın kurulmuş olmasıdır.
Lale Devri’nde yaşanan eğlencelerin genellikle devletin üst kademelerinde yaşandığı ve aristokrat kesimin bu düzenlemelerden memnun olmasına karşın halkın bazı sıkıntılar çektiği de Lale Devri’nin genel yapısı içerisinde görülmektedir. Bu dönemde sanatsal ağırlığı olan eğlencelerin İstanbul ile sınırlı kaldığı da söylenebilir. Bunla birlikte bu dönemde matbaanın kurulmasına ek olarak sanatta, bilimde, edebiyatta yaşanan gelişmelerin eskiye nazaran daha olumlu olduğu da ifade edilebilir.
Lale Devri’nde devlet kademelerinde eğlenceye ve sefaya bir düşkünlük olmasına rağmen bilide, sanatta, edebiyatta ve Osmanlı Devleti’nin batıya açılışının başlaması adına önemli gelişmeler olurken diğer bazı alanlarda da önemli gelişmeler olmuştur.
Lale Devri’nde Türk öğrencilerin batı usullerine göre eğitim veren Avrupalı devletlere eğitim maksadıyla gönderilmesi de Osmanlı Devleti tarihi açısından son derece önemlidir. Bu olgu batı standartlarında eğitim alan öğrencilerin ileride Türk Batılılaşmasına temel teşkil etmelerine neden olmuştur. Nitekim ülkelerine döndüklerinde devletin önemli kademelerinde memurluklar yapan bu gençler Osmanlı’nın durumunu görerek gerekli düzenlemeler yapmaya çalışmışlardır.
Tekfur Sarayı’nda açılan çini imalathanesinin yanı sıra, hatayi denilen kumaşı dokumaya mahsus kumaş dokuma fabrikasının kurulması ve Yalova’da bir kağıt fabrikasının kurulması bu devirdeki bazı önemli ekonomik gelişmelerdir.
Lale Devri’nde kültürel olarak sanat alanında görülen en önemli kişi Levni’dir. Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan Levni bu devrin en büyük nakkaşıdır. İlk büyük çalışması Osmanlı tarihi ile ilgili bir kitap için yaptığı 22 padişahlık bir portre olan Levni’nin en büyük eseri ise 1720 yılında dört şehzade düğününü ele alan Surname-i Vehbi’dir. Şölenler,gösteriler, esnaf loncalarının geçişi gibi birçok etkinliğin toplam 137 minyatürle canlandırıldığı bu eser aynı zamanda Lale Devri hakkında da bizlere önemli bilgi vermektedir. 18. yüzyılın başlarına kadar yaşamış olan Aşık Ömeri’nin de portesini yapan Levni, usta bir şair olmasına rağmen onun az sayıda şiiri bulunabilmiştir.
Lale Devri'nin en önemli kültürel gelişmesi olarak ise şüphesiz matbaanın kurulmasını gösterebiliriz. İbrahim Müteferrikanın Osmanlı ülkesinde matbaayı kurması bir takım yeni gelişmeleri de beraberinde getirmişti. Özellikle Osmanlı devlet adamlarının gözlerini dünyaya çevirmesinde son derece mühim bir yeri olan matbaanın kurulması aynı zamanda da bir çok eserin basılmasını ve bir takım yeni ilmi gelişmelerin sağlanmasına katkıda bulunmuştur. Bu bakımdan Lale Devri, belki de Osmanlı Devleti’nin sonraki devirleri için en kalıcı miras olmuştur.
Lale Devri’nde matbaanın kurulması yanında yaşanan bir diğer bilimsel gelişme de bir Tercüme Heyeti’nin kurulmuş olmasıdır.
Tarihçi Talha Gönülalan
|